Sosyal Devlet, Sosyal Güvenlik – Yazı Dizisi 2. Bölüm

 Sosyal Devlet, Sosyal Güvenlik – Yazı Dizisi 2. Bölüm

Mevcut Durum- Eksikler-Yanlışlar

Sadece Sosyal Güvenlik Kurumunun ve bazı bakanlıkların yaptığı çalışmalar ülkemizi gerçek manasıyla bir sosyal devlet yapmakta mıdır?

Bu soruyu, ‘’İşsizler, çocuklar, engelliler veya emekli olamamış yaşlıların durumu ne olacak? Eğitim çağındaki milyonlarca çocuğumuz çağdaş bir eğitim alabiliyorlar mı? Sağlık politikaları doğru işletilebiliyor mu?’’ vs. gibi sorularla çeşitlendirebiliriz.

İşte gerçek manada sosyal devlet olgusu da tam olarak burada ortaya çıkmaktadır. Yazımızın başında belirttiğimiz sosyal devletin tanımında ‘’…… yurttaşlarının tümüyle ilgilenen …….’’ İbaresine dikkat etmek gerekir.

Bu durumda devletimizin sigortalı çalışması olup olmadığına bakmaksızın tüm yurttaşların sağlık giderlerini karşılıyor olması gerekir.  Bunun yanında engelliler, emekliliğe hak kazanamamış yaşlılar ve bakıma muhtaç kişilerinde asgari ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir maaş almaları gerekir.

Hali hazırda engelli, yaşlı, dul, yetim maaşları belirli bir düzende ödenmektedir. Ancak bu kimselere insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamlarını idame ettirebilmeleri için yeteri miktarda ödeme yapılmamaktadır. Öyle ki açlık sınırının dahi altında olan ödemeler mevcuttur. Asgari ücretli bir kimsenin dahi emekli olduğunda maaşı yarı yarıya düşmektedir. Kaldı ki engelli, yaşlı, dul, yetim maaşları bu miktarın bile altında kalmaktadır.

Aynı sorun sağlık giderleri ödemelerinde de mevcuttur. Yurttaşlardan herhangi bir bedel tahsil edilmeksizin muayene, tedavi, bakım ve ilaç paralarının sosyal devlet tarafından karşılanabiliyor olması gerekir. Sigortalı çalışanların özel sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri bir yana tüm bireylerin kamu hastanelerinden hiçbir karşılık ödemeksizin yararlanabiliyor olması halinde tam manasıyla sosyal devlet anlayışı ortaya çıkabilir.

Mevcut durumda kamu hastaneleri bir kısım işlemleri ücretsiz yapmakta iken yurttaşlar ilaçlarını temin etmek üzere eczanelere gittiğinde kendilerinden muayene katılım payı adı altında ücret tahsil edilmektedir. Ücreti kendisi tahsil etmeyen sağlık sistemimiz bu işlemi adeta aracı bir kuruma devretmiştir. Kaldı ki birçok ilaç da SGK ödeme kapsamında değildir. Hayati öneme haiz ilaçlarda dahil olmak üzere SGK bir kısım ilaçları pahalı oldukları gerekçesi ile ödememektedir. Çağdaş ve ileri teknolojiye sahip bir sağlık hizmetinden ücretsiz şekilde faydalanmak tüm yurttaşların en temel haklarından olmalıdır.

Eğitim sistemimiz ise tamamen bir karmaşa içerisindedir. Özel sektör ve kamu eliyle yürütülmeye çalışan eğitim sistemimiz maalesef çağın çok gerisinde kalmıştır. Bilimi ön plana alan çağdaş değerlere bağlı, laik ve parasız bir eğitim tüm çocuklarımızın en temel hakkıdır. Ancak gerek müfredat karmaşası gerekse de sınav çeşitliliği nedeniyle milyonlarca gencimiz gerektiği şekilde eğitim alamamaktadır. Din eğitiminin bilimsel eğitimin önüne geçirilerek büyük bütçelerin bu kısma ayrılması da başlı başına bir sorundur.

Çağdaş ülkeler özgür düşünebilen ve bilime önem veren çocuklar üzerine yoğunlaşmışken ülkemizde eğitim giderek muhafazakar bir yapıya bürünmektedir. Bunun dışında en büyük problemimiz ise eğitimde fırsat eşitliğidir. Devlet okullarında yaşanan geriye gidiş maalesef giderek hızlanmaktadır. Bu da halkın yoksul kesiminin çocuklarının nitelikli eğitim almalarının önündeki en büyük sorundur.

Barınma problemi ise çözümü oldukça basit olmasına karşılık içerisinde bulundurduğu rant olgusu nedeniyle bir türlü çözüme kavuşturulmamaktadır. TOKİ isimli kurumun kuruluş amacı yoksul kesim için konut üretmek iken, söz konusu kurum stadyum inşaatları ile meşgul edilmiştir. Arada yaptığı konu inşaatları ise genelde orta-üst gelir seviyesine hitap etmektedir.

 

  1. Bölüm ; 13 Mart (Çözüm Önerileri)

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.